YURISTGAMEINIGAMEID101

Kendinizi Sınırlamayın


İnsanoğlunun hayatı boyunca her zaman bazı hedefleri, arzuları olmuştur. Zaten, bunun aksi durum olması, bir insanın yaşam amacını ve hedefinin olmaması düşünülemez. İster işte, ister okulda ya da özel hayatınızda bazı hedefler koyarak o hedefe ulaşmak için çaba sarf ettiğiniz sürece, yaşama bağınızı koparmamış olur, kendinize inancınız ve öz güveninizi sürekli taze tutmuş olursunuz.

Yapamazsın, başaramazsın!

İşte kulaklarınızı kapatmanız gereken 2 temel kelime. Tabi bu kelimeleri her zaman için, sizin aleyhine söylenmiş olarak kabul etmeyin. Kimi zaman gerçekten, sizin iyiliğinizi söyleyerek söylenmiş olabilir. Ama özellikle rekabetin var olduğu ve bunun sizinle ilgili olduğu yer ve zamanlarda, bilin ki moralinize kastedilmiş suistimal kelimeleridir. Bu tip durumlarda, kendinize inancınızın her zamankinden daha fazla olması, işin zorluğu veya uzun sürmesine bakılmaksızın ön planda tutulması gerekir. Çünkü insanın ilk önce kendine inanması gerekir. Kendinize olan inancınız, beraberinde başarının da ilk şartını karşılar ve elbet eninde sonunda başarıya olan özleminizi dindirir.

Rehavet ve Kibirden Uzak Durun

Bir konuda ya da bir işte iyi olabilirsiniz, hatta çevrenizde en iyi sizsinizdir. İnsanların parmakla gösterdiği, birçok kişinin başarılı olduğunuz konuda rol model olarak sizi örnek aldığı durumlarda, insanoğlunun çoğu zaman hataya düştüğü durumların bazen tetikçisi olabilir. Rehavet ve kibir. Eğer bir işin en iyisi olduğunuza inanıyorsanız, herkesin hakkınızda söylediği iyi sözlere o kadar da aldırış etmemeniz gerekebilir. Öyle zamanlar gelebilir ki, zaten yapacağınıza o kadar çok inandırmışsınızdır ki kendinizi, gözünüzden kaçan ufacık bir hatadan ötürü tüm özgüveniniz alt üst olabilir.

Sizi sizden iyi bilen, henüz doğmadı!

Kapasitenizi, duygularınızı veya düşüncelerinizi belirli ortamlarda yeterince gösteremiyor oluşunuz, birçoğumuz gibi sizin de muzdarip olduğunuz bir durum olabilir. Bu nedenle, bir olaya bakış açınız, tepkiniz veya değerlendirişiniz; o an hataya düştüğünüz duruma göre değerlendirilir çevrenizdekiler tarafından. Aslında, siz öyle biri değilsinizdir. İşte bu noktada, sizi sizden daha iyi bilebilecek biri olmadığını hatırlayın. Hayatımızın vazgeçilmez parçaları olan ailelerimizin bile, yeri geldiğinde tahmin dahi edemeyeceği tutumlarımız olabiliyor. Bunlar, iyi veya kötü olsun yalnızca bizlerin kesin verdiği kararlardır. Bazen çevre baskısı, bazen karşınızdakini incitme korkusu – adına her ne derseniz deyin- sizi sık sık engelleyen ve durduran bir durumdur. Tabi ki kimse aşırı tepki çeken karar ve karşılıkları isteyerek almıyor.  Ama bir defa hataya düşerek verdiğiniz o kararın, göz göre göre bir daha tarafınızca alınmasını kimse beklemesin. Bu tip durumlarda, sırf karşınızdakinin sizinle ilgili olan düşüncesini alt üst etmemek için, aslında istemediğiniz durumları yaşamanıza izin vermeyin.



Yazar hakkında

Önerilen yazı